Ölümden sonra yaşamak istiyorsan, günlük tut. O küçük notlar hem kendi hayatının tanıklığı, hem de yarına kalan bir bilgi kaynağıdır. – Betül Mardin

Tam olarak nerede okuduğumu hatırlamıyorum ama Betül Mardin‘in yukarıdaki sözüni ilk okuduğumda beni oldukça etkilemişti. Sonrasında, uzun zamandır facebook hesabımın üst bölümündeki kapak resminde, ofisteki masamın fotoğrafı ile bu söz yer almakta…

Ölümden sonra yaşamak.. Günlük tutmak.. Hayatın tanıklığı.. Yarına kalan bilgi kaynağı…

“Günlük tutmak”, şöyle okuyunca kolay gibi görünse de, geleceğe bırakabileceğiniz ve sizin döneminizdeki olayları, geleneklerinizi, kültürünüzü anımsatacak bilgileri basit bir edebiyat bilgisi ile tutmak bile, gerçekten başlı başına bir mesai istiyor. Hatta bunları klasik kalem kullanarak tutmak ise günümüz kalabalığında ne yazıkki oldukça zor.

Gün içerisinde ofisimde işlerim ile ilgili ajandalar tutuyorum. Zaman zaman post-it kullanarak, zaman zaman fosforlu kalemler desteği ile dikkat çekilecek bölümleri işaretlemeye özen gösteriyorum. Günümüzün dışında geçmişe ait çok sayıda ajanda yada not defterini hala saklıyorum. Hatta 10 yıl önceye ait bilgilerin yer aldığı bir ajandam hala duruyor. Zaman zaman eski ajandaların sayfalarını incelerken o dönem görüştüğüm müşterilerin –kimbilir şimdi nerelerdeler– bilgilerine ve o dönem üzerinde çalıştığım projelere ait notlara ulaştığım oluyor.

Yine de kişisel olarak yaşadıklarıma dair bilgileri içeren bir günlük tutma isteğim hiç olmadı. Kimi zaman o dönemdeki olayların önemsiz olduğunu düşündüğüm yada üşendiğim için tutmadığım bu bilgiler belki de çok sonraları için harika bir bilgi niteliğinde olabilirdi.

Böyle olsa bile ne şanslıyım ki geçmişe ait dijital ortamda çok sayıda kişisel veriyi arşivlemeyi başardığımı düşünüyorum. Hatta belirli kapasitedeki yedekleme üniteleri içerisinde (yakın geçmiş dışında) bugüne kadar çekilen fotoğraflar, ses kayıtları hatta kamera kayıtları dönemsel olarak düzenli bir şekilde arşivimde yer alıyor. Örneğin; 3 yaşındayken söylediğim “Atatürk ölmedi yüreğimde yaşıyor” şarkısını mırıldanırkenki ses kaydım. Ne müthiş öyle değil mi?

Şimdileri fotoğraf ve kamera ile kaydettiklerimizin yanısıra, akıllı telefonlar ve özellikle başkası tarafından özellikle facebook’da yada yerel gazetelerde paylaşılan bilgiler nedeniyle, çoğu zaman bu biriken olayları, fotoğrafları ve videoları düzenlemek için haddinden fazla zaman alıyor. Elbette zaman zaman bu düzenleme-yedekleme işlemlerine geç saatlerde de olsa ciddi vakit ayırarak devam etmeye çabalıyorum…

2013 yılında, o yıl içindeki STK çalışmalarımı içeren fotoğraf ve bilgileri derleyip, 24 sayfalık küçük bir kitapçık haline getirme imkanım oldu. Sonrasında 2014 yılında aile fotoğraflarımız içerisinde en sevdiklerimizi içeren bir kitapçık hazırladım. Özellikle yıl içerisinde çok sayıda fotoğraf çekenler ve zaman zaman bakmak istediğinizde başı dönenler için bu tür albüm-kitap çalışmaları çok güzel oluyor.

Aslında bütün bu örneklerdeki çalışmaların tamamının amacı; gelecek döneme kalıcı bir şeyler bırakmak…

Kimbilir, şu an 14 aylık olan oğlum Kıvanç büyüdüğünde bu yazdıklarımı okuyacak ve geçmişi ile ilgili bazı bilgilere benim kalemimden yazdıklarım ile ulaşacak. Sanırım bu cümleleri yazarken, beni en çok bu keyiflendiriyor…

 

Yorum Gönderin

Bir Cevap Yazın