İletişim araçlarının sayısı her geçen gün artmaya devam ededursun, birbirimizle iletişim kurma becerilerimiz ters orantıda azalıyor. Bence bu günlerdeki en önemli sorunlarımızdan biri: İletişimsizlik!
Cep telefonun ardından internetin de yaygınlaşması, görüntülü yazışmalar ve mesajlaşmaların hayatımıza girmesiyle ile birlikte, sağlıklı iletişim konusunda sorunlarımızın arttığı kanısındayım. Elbette çok uzak mesafelere bu araçlar vasıtası ile ulaşabilmenin kolaylığını yaşıyoruz ancak en yakınımızdakilerle de bir o kadar uzaklaştığımız aşikâr görünmektedir.
‘Ne söylediğiniz değil, onu nasıl söylediğiniz önemlidir’ şeklinde bir söz hatırlıyorum. Beden dilinin iletişimde ne kadar önemli olduğunu hepiniz tahmin edebilirsiniz. Ancak kişilerin birebir kurdukları iletişimde; kelimelerin yüzde 7-10 oranında, ses ve konuşmanın yüzde 30-38 oranında ve beden dilinin ise yüzde 55-60 oranında etkisi olduğu bulunmuştur. Özellikle bir kişiyle iletişim kurduğumuz esnada söylediklerimiz kadar hareketlerimiz ile karşımızdakinde bıraktığımız intiba, bir o kadar önem arz ediyor.
Çoğumuz herhangi bir anda telefonda konuştuğumuz ya da internette yazıştığımız bir kişiyle tartıştığımız konunun saçma sapan bir yöne gittiğini ve ardından toparlayamadığımız bir anı yaşamıştır. İletişim kurarken, eksik bir şekilde yani beden dilimizi kullanmadığımız için yanlış anlaşılma ya da anlaşılmama ihtimalimiz hayli yüksektir. Bu nedenle özellikle önemli konular konuşmak istediğiniz birisiyle sağlıklı iletişim kurmak için, telefon ya da interneti kullanmak yerine, beden dilini kullanabileceğiniz bir ortamı tercih etmeniz daha doğru olacaktır.
* * *
Hepimiz; cebimizde en az bir cep telefonuna ve birçok iletişim aracına sahip olmamıza rağmen, ne yazık ki yolda, sokakta ya da apartmanda karşılaştığımız birisine (saygıdan bile olsa) selam vermeye bile üşenir hale geldik. Günlük yaşantımız sürekli bir yoğunluk içinde olduğundan, içinde bulunduğumuz ruh hali nedeniyle birbirimizden neredeyse kaçar durumdayız. Elbette yaşadığımız ilçeden dolayı biz biraz daha şanslı gibi görünsek de bu durum özellikle büyük şehirlerde daha vahim bir hal almış durumda.
Düşünün karşı karşıya oturduğunuz kaçınız hala kim olduğunu bile bilmediğiniz komşulara sahipsiniz?
Birçoğunuz izlemiş olabilir ama konuyla ilgili olduğu için Ahmet Şerif İzgören’in videolarından birini paylaşıyorum. Üniversitede eğitim verdiği sırada, son sınıf öğrencilerinin iletişim ile ilgili sınavında (100 puanlık bir sınav) 50 puanla sorduğu bir soru… ‘Beş yıldır bu okulda öğrencisiniz… Benim bir yıldır kapının girişinde hep gördüğüm; sınıflarınızı, koridorlarınızı temizleyen; adı soyadı gömleğinde kocaman yazan; sizin de her sabah gördüğünüz görevli hanımın adı nedir? Soy adını yazmanıza gerek yok!’ Bakalım kaç kişi bilebilmiş.. İzleyelim.. (02:00’den sonra başlatabilirsiniz)
İşte günlük yaşantımda ben de bu konuya özellikle dikkat etmeye çalışıyorum. Örneğin, akşam saatlerinde alışveriş yaptığım bir marketteki kasiyere ‘merhaba, nasılsınız’ dediğim an da suratındaki ifadeden o gün ona kimsenin bu soruyu yöneltmediği net bir şekilde anlaşılabiliyor. Ya da işini yapan çöpçü (ki şimdileri hizmetli mi diyorlar) arkadaşa ‘Kolay gelsin’ dediğimde, keyifle karşılık verdiğini görmek beni mutlu edebiliyor.
Bu konuyla ilgili saatlerce konuşabilirim ancak konuyu şöyle toparlamakta fayda olacağını düşünüyorum. İnsanların hayvanlardan ayıran en önemli özellik konuşmaları belki de… Birbirimizle iletişim kurarak, birbirimizi daha iyi tanıyarak, daha doğru ilişkiler içerisinde olabiliriz. Elbette her insan bu beceriye doğuştan sahip olmayabilir ancak bir yerden başladığı ve kendini doğru bir şekilde yönlendirdiği takdirde başarılı bir biçimde iletişim kurmayı öğrenebileceğine inanıyorum.
Bakışıyla, konuşmasıyla en önemlisi vücut diliyle…
İki tavsiyem olacak;
* Bildiğiniz üzere MÜSİAD Kdz. Ereğli Şubesi’nin şirketler ve özellikle girişimcilere yönelik ücretsiz olan ‘Girişimcilerimiz Yetişiyor, KOBİ’lerimiz Güçleniyor’ eğitimleri devam ediyor. Geçtiğimiz hafta bu eğitimler kapsamında AB Proje Eğitmeni, İnovasyon ve İnsan Kaynakları Uzmanı olan Salih Keskin’in verdiği inovasyon eğitimine katılma fırsatını yakaladım. Türkçe karşılığı yenilenme olan inovasyon aslında yeni fikirlerin ticari bir yarara dönüştürülmesi süreci anlamına geliyor. Merak edenler için işte bu eğitimden bölümlerin de yer aldığı Salih Keskin’in İnovasyon Nasıl Yapılır adlı kitabı, 4. baskı olarak kitapçılarda yerini almış. Ben de kendisini yakalamışken iş dünyası ve kişisel gelişim ile ilgili kitaplarımın arasına bu kitabı da ekledim ve hatta dün bitirdim. Size de ayrıca tavsiye ediyorum.
* Bu hafta sonuna doğru, bölgemizde ender gerçekleşen etkinliklerden birinde olacağım. 9 Kasım Cuma günü Akçakoca Belediyesi’nin ev sahipliğinde, ‘Parlayan Liderler Parlayan Kent Akçakoca’da’ konulu ‘17. Bilgi Festivali’ Akçakoca Otel’de gerçekleşecek. 11 başarılı yöneticinin konuşmacı olarak yer aldığı etkinliği, yakından takip ettiğim Ahmet Şerif İzgören’in kuruculuğunu yaptığı İzgören Akademi üstleniyor. Kendisinin de konuşma yapacağı etkinlikte ben de izleyici olarak yer almayı planladım. Programınızı ayarlayabiliyorsanız mutlaka tavsiye ediyorum.
(Detayları ayrıca bu linkten öğrenebilirsiniz)
Güzel bir hafta geçirmenizi diliyorum…
(5 Kasım 2012 tarihinde Ereğli Bülteni internet sitesinde yer alan köşe yazarları bölümünde yayınlanan yazım)