“İlk kez 1984-85 yıllarında harfleri yazmaya başlamıştım… Yine onun yanında olduğum bir gün sessizce elime kurşun kalemi uzatıp, her öğretmenin içinde barındırdığı anaç tavırla, kalemi nasıl tutmam gerektiğini bir kaç kez göstermişti..Küçük parmaklarımın içindeki o kocaman kalem ile önceden hazırladığı, cetvelle çizilmiş çizgili müsfette kağıtlarına harfleri yazmamı söylüyordu. Önce o gösteriyor, ardından ben de bir kaç sayfa onun yaptığı şekilde, duyduğum o heyecanla doğru yazmaya çalışıyordum… ” Ne zaman bu anı gelse aklıma, dedemin (Tahir Yamaner) sakinliği ve sabrı gelir. Tahir hoca, şimdi hasta yatağında, yorgun bedeninde biriktirdiği, sevdikleriyle dolu dolu yaşadığı hayatın, geçmişin, o koca 88 yılın ağır yüküyle belki de birkaç gün sonra 24 Kasım’da 69. “Öğretmenler Günü”nü kutlayacak. Ve bizler yine çiçeklerimizi alıp onun bu özel gününü kutlamak için elini öpmeye gideceğiz. O’nun nezninde tüm değerli öğretmenlerimin, öğretmen dostlarımın ve eşimin bu özel gününü kutluyorum….